- vermek
- -ir (-i, -e)1. 给, 给予; 付给; 交给; 供给; 提供; 让给; 留给; 使得到, 使有: fikir \vermek 表明看法, 阐述意见, 出主意 makineye kâğıt \vermek 给印刷机喂(加)纸 yazı vazifesi \vermek 布置(学校)书面作业 Okumadığım zaman tavuklara yemlerini ben veririm. 当我不学习的时候, 就给鸡喂饲料。Size kimyayı kim veriyor? 谁给你们上化学课?Bir ekmek verir misiniz? 劳驾, 请给一个面包。2. 赠上, 赠送; 送给, 献给: Bu evi bana babam verdi. 这房子是我父亲留给我的。3. 扭转, 掉转, 使转向: sırtını sobaya \vermek 把背转向炉子4. 使感到, 带来, 引起: ferahlık \vermek 使感到快乐, 使高兴, 使喜悦: sıkıntı \vermek 使感到烦闷, 带来苦闷 üzüntü \vermek 使不安; 使不愉快, 使痛苦 zevk \vermek 使高兴, 使喜悦 zahmet \vermek 使不安, 引起不安5. 举行, 举办: balo \vermek 举行舞会, 举办跳舞晚会 konser \vermek 举办音乐会 resital \vermek 举办独唱(独奏)音乐会 yemek \vermek 举办宴会6. 使出嫁, 聘出: Kızımı ona vermek istemiyorum. 我不想把女儿嫁给他。7. 使受到, 使受到(某种作用), 使遭受到: ortalığı heyecana \vermek 使整个周围地区不安8. 付, 支付; 偿还, 偿付: borcunu \vermek 还债 malın paralı \vermek 支付货款9. 卖, 出售, 卖掉: Defterı pahalı veriyorsunuz. 你卖的本子贵。Ucuz pahalı deme de ver gitsin. 不论贵贱, 卖了算啦!10. 散发, 散布; 扩散, 扩大, 扩展: ısı \vermek 散发热量 \vermek koku 散发气味 duman \vermek 散发烟雾 ışık \vermek 发出光 Güneş ısı verir. 太阳发出热量。11. 花, 花费, 耗费, 消耗: emek \vermek 花费劳力 zaman \vermek 花费时间12. 把…靠在…上, 使倚在…上; 把…贴在…上: Duvara sırtını verip çömeldi. 他把背靠在墙上蹲下。13. 认为值得, 认为无愧, 认为合适: Ben bu hareketi size veremedim. 我认为这种举动与您不相称。14. 归咎于: talihsizliğe \vermek 咎于不走运15. 使获得, 使有可能得到: değer \vermek 珍视, 器重; 重视, 尊重 Ona büyük değer verirler. 人们对他评价很高。güzellik \vermek 使生色, 给添彩, 使生辉16. 结果实: Bu ağaç iyi meyve veriyor. 这棵树结的果很好。Dal budak saldı, yemiş vermeğe başladı. 枝叶繁茂起来了, 开始挂果。17. 用作助动词, 加到以 - (y) a, - (y) e结尾的付动词上, 构成速捷动词: alıvermek 快拿 söyleyivermek 快说 Beş yıl öncesine kadar kara kuru, sümsük bir kızken şimdi gelişivermiş bir dişi. 5年前她还是一个又黑又瘦的傻丫头, 现在成了一个胖大女人。◇ verip veriştirmek 突然想到什么就说什么◆ Veren eli herkes öper (或 sever) . 人人都喜欢慷慨大方的人。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.